ZAMAN HAPİSHANESİ

Her şey yerle bir. Kimimizin evi, yurdu ve hepimizin yüreği. 

Zor zamanların içindeyiz. Onbinlerce kayıp verdik, acılarını içimizde hissettik, yıkıldık. Yattığımız yerden, içtiğimiz sudan utandık. Elimizden geleni yapmaya çalıştık, bir olduk, birlik olduk; olmaya devam edeceğiz. Minicik elindeki kuşla hayata gülen, günlerce enkazda kaldıktan sonra yeniden doğanlarla birlikte derin bir nefes aldık ve umudumuzu hep koruduk.

Molozları kaldırabilmek için kepçe olmak istedik, ‘yanındayım’ diyebilmek için yerin dibine girmek istedik; bir şey yapmak istedik! 

Hayal kırıklığı yaşadık. Yapılması gerekeni gücü yeteceği halde yapmayıp, her işe var gücüyle koşana çamur atanı; eğitimsizliğin, cehaletin, sorumsuzluğun, görevini hakkıyla yapmayanların, tek derdi para olanların cezasını başka insanların canlarıyla ödediğini gördük, ne yazık!

Hepsi geçecek. Bu nefes almaktan bile imtina ettiğimiz zaman hapishanesinden tüm yaralarımızı sarıp çıkacağız. Yaralarımızın izi elbette geçmeyecek, ama tüm gücümüzle kaldığımız yerden devam edeceğiz. 

Bir kaç gün sonra okullar açılacak, çocuklarımızla kucaklaşacağız. Onlar, bu süreçte neler yaşadı, nelere maruz kaldı bilmiyoruz. Olması muhtemel her durumu göz önünde bulundurup seçtiğimiz her söze, ses tonumuza, bakışımıza dahi çok dikkat edeceğiz. Derslerimizde onların birer bilim insanı, siyasetçi, sosyolog, mühendis ya da tamirci olmalarını desteklerken, onlara daha çok merhamet, vicdan, en çok da sevgi vereceğiz. Çünkü biliyoruz ki, bizleri karanlıktan aydınlığa yetiştireceğimiz eğitimli, bilinçli, farkındalığı oluşmuş iyi insanlar çıkaracak.

Söylenecek çok sözümüz var hepimizin, benim de öyle. Ama ne yazık ki merhem değil hiç bir şeye.

Yüz yılın felaketi denilen bu büyük yıkımda can parçası acısını yaşamış herkese ve tüm ülkeme baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Dilerim son olsun. 

Saygı ve sevgilerimle.

Eğitimci Yazar Birsen SEVİL DURSUN