Geçenlerde sosyal medyada bir video çıktı karşıma. Kadının kadına yaptığını erkekler
yapmaz cümlesinin vücut bulmuş haliydi resmen. Bir kadın “ben kadınlarla çalışmayı pek tercih
etmem, nişanlanıyor, evleniyor, aklı başka işlerle meşgul oluyor” gibi bazı talihsiz söylemlerde
bulunmuş. Bir kadının kadınlar hakkında bunu söylemesi ne acı verici. Zaten erkek egemen bir
toplumda iş hayatında hala hak ettiği yere gelmeyen, birçok işyerinde maalesef erkeklerle aynı
statüde olmasına rağmen daha az maaş alarak çalışmak zorunda kalan, tacize uğrayan, mobbinge
maruz kalan kadınları görmezden gelip aynı zamanda ev işlerine ve çocuklarına da yetişmeye
çalışan kadınlardan bahsederken bir silkelenip kendinize gelin lütfen. Bu hanımefendi belki iş
yerindeki verimliliğin düşmesi açısından bahsetmeye çalıştı ama muhtemelen evini temizleyen
yardımcıları, yemeğini yapan aşçısı vardır maalesef bu ülkede herkes aynı şartlara sahip değil. Hem
çalışıp hem evini idare etmek zorunda olan birçok kadından bahsediyoruz. Bu paylaşıma yapılan
bazı hadsiz yorumlarda vardı tabi ki. Neymiş efendim, yok çocuğum hasta, yok doktora götürmem
gerekiyor gibi bahanelerle 4-5 gün izin alıyor çalışanım demiş. Keşke çocuğunu doktora götürmek
zorunda olanlar hep kadınlar olmasa, keşke evine geldiğinde işini yapan, yemeğini yapan ona
destek olan dinlenmesini sağlayan birileri olsa da kadın iş yerinde bir de bunları düşünmek zorunda
kalmasa.
Yıllarca özel okullarda çalışan biri olarak her sözleşme döneminde “Hocam evlenmeyi
düşünüyor musunuz?” sorusuna maruz kaldım. İlk duyduğumda neden diye sordum hayırdır kısmet
mi bulacaksınız bana? Hocam evlenmeyi düşünüyorsanız haberimiz olsun, evlenirsiniz çocuk olur
falan yarı yolda kalmayalım. Bu ne hadsiz bir cümle, bu ne kendini bilmezlik. Kısmet işidir bu.
Bugün düşünmem yarın düşünürüm böyle bir sözleşme masası bana hiç etik gelmiyor. Çalıştığım bir
başka okulda hamile olan arkadaşım durumunu paylaştığında işten çıkarılacağını öğrendi ve neye
uğradığımızı şaşırdık arkadaşım üzüntüden düşük yaptı. Bu doğmamış yavrunun hesabını kim
verecek. Ahı boynunuzda olsun. Özel sektörün en kötü yanı ticari kaygıyla vicdanını kaybeden
idarecilerin olması tabi ki hepsi aynı değil gerçekten vicdanı olanları tenzih ediyorum.
İş hayatında zaten yok sayılan kadınlara, destek olması gereken hemcinsleridir. Sebep ne
olursa olsun eşit şartlara sahip olmadığınız insanları rencide edecek açıklamalarda bulunamazsınız.
Bu arada gerçekten kadınların yanında duran, onlara hakkını teslim eden vicdanlı ve düzgün iş
verenler de var. Onlarında hakkını burada teslim edelim. Kadın olsun erkek olsun bir işveren kadın
çalışanlar hakkında ayrımcılık yaratan ifadeler kullanırsa işte o zaman orada bir dur bakalım deme
zamanı…
Eğitimci Yazar
Sevil Karahan

Sevil Karahan
1984 Kaman/ Kırşehir doğumlu, bir çocuk annesi. Kıbrıs Yakındoğu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezunu. Özel okullar ve dil okullarında İngilizce öğretmenliği ve koordinatörlük alanlarında 13 yıllık deneyim sahibi. Ayrıca yaklaşık 15 yıldır İngilizce’den Türkçe’ye metin çevirileri yapmakta. Özellikle akademik makaleler ve kitap çevirileri konusunda tecrübe sahibi. Bir süredir de online İngilizce eğitim danışmanlığı ve öğrenci koçluğu yapmakta. İlkokul yıllarından beri şiir ve edebiyat ile ilgilenmekte. Kendine ait çok sayıda şiiri ve kısa hikayeler tarzında yazıları bulunmakta. Eğitim alanındaki tecrübeleri ile insanların İngilizce öğrenimi konusundaki yanılgıları ve korkularını gidermeye yönelik çalışmalar yapan SEVİL KARAHAN şu anda aktif olarak danışmanlık ve çeviri alanlarındaki çalışmalarına devam etmekte.