Bir gün Buda bir köyün içinden geçerken, genç bir adam karşısına dikilmiş ve ona hakaret etmeye başlamış. ‘’İnsanlara eğitim vermeye hakkın yok!’’ diye haykırmış ona… ‘’Bilge olduğunu düşünüyorsun ama herkes gibi aptalsın hayatın yalan’’ demiş. Buda bu sözlerden dolayı hiç incinmemiş ve delikanlıya sakince bir soru yöneltmiş:’’ Merak ediyorum .Diyelim ki birine bir hediye aldın, ama o kişi bu hediyeyi kabul etmedi. Bu durumda hediye kime aittir?’’ genç adam bu soru karşısında afallasa da cevaplamış: ‘’Bana ait olurdu elbette , hediyeyi alan benim sonuçta.’’ Buda bunun üzerine sadece gülümsemiş ve şöyle demiş :’’Evet doğru .Ve aynısı senin öfken için geçerli…’’ Eğer bana karşı öfkeliysen ,ama ben senin hakaretini kabul etmiyorsam ,öfken sana geri döner. Mutsuz olan bir tek sen olursun. Tek yaptığın kendini üzmek olur.’’ Buda devam eder: kendini incitmek istemiyorsan , öfkenden kurtulmalı ve insanları sevmeye çalışmalısın.’’ İnsanlardan nefret ettiğinde , mutsuz olan sen olursun .Ama insanları sevdiğinde herkes mutlu olur…’’ Öfke zehir içip karşısındakinin ölmesini beklemekten farksızdır. Gelelim Türkiye deki artan öfkeli topluma .2009 yılından itibaren Türkiye de suç oranlarında yükselme görüyoruz. Türkiye 160 ülke arasında 2008 yılında 132. Sıradayken 2016 yılında 145.sıraya geriliyor. Bu öfke ve mutsuzluğun en basit göstergesi. Neden peki: yaşanılan stres, eşten yada sevgiliden ayrılma , işten ayrılmalar , işten çıkartılmalar, ekonomik zorluklar, hastalıklar , kayıplar, göçler , özellikle kırsaldan kente göçüşten sonra yaşanan kültürel çatışmalar, Ergenlerin okul başarısızlıkları, gelecek kaygıları vs. bütün bular, stres , uykusuzluk, güvensizlik , kaygı vs yaratarak öfke patlamalarına dönüşüyor. Evet zor bir sınav ama en önemlisi , öfkenize yenik düşmeyin, ona teslim olmayın. Sevgiye ve size sunulan imkanlara şans vermeye çalışın. Unutmayalım: öfkede , mutlulukta bulaşıdır. Sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum.
Sosyolog Aile Danışmanı Yeliz Özalp 19.12.1978 Adıyaman doğumlu ,bir kız annesi.
