MODERN ÇAĞIN YENİ HURAFESİ

Bu yazımda başarı üzerine yaygın ama yanlış inançlardan birini ele almak istiyorum. Modern dünyanın  “sevdiğin işi yap, başarı arkasından gelir” söylemini ilk sıraya koyarım.

Modern çağın yeni hurafesi sevdiğin işi yaparsan başarıda arkasından gelecektir gibi yanlış bir algı ve yönlendirme mevcut Buda tatminsizliği, işinden uzaklaşmayı,  hayal kırıklıklarını ve başarısızlığı beraberinde getiriyor. Sevdiğin işi yap deyince, “hobi”sini iş olarak görmeyi anlıyor. Fotoğraf çekmeyi seviyor olabilirsiniz, bu fotoğrafçılığın sizin hobiniz olması için gerekli ve yeterlidir. Peki fotoğrafçılığı “profesyonel bir kariyer” olarak yapmanız için yeterli mi? Üzgünüm ama değil! Çünkü mesleki başarıda istek kadar yetenek, karakter uyumu ve bilgi de gerekir. Bilgi konusu ilgi ve zamanla öğrenilir ama doğuştan gelen yatkınlıklarda sorun varsa, o meslekte üstün bir başarı gerçekleştirmeniz çok zordur. Konumuz ev kiranızı ödemek değil, onu ödeyecek kadar o işte tutunabilirsiniz ama büyük bir başarı kazanmak, “fotoğrafçı gözü”ne sahip olmak, istek ve sevgiden fazlasını gerektirir. Yüzmeyi sevince ve yeterince zaman ayırınca gayet iyi yüzeriz ama balıklar kadar iyi yüzebilmemiz düşünülemez. Doğuştan o işte  yatkınlığımızın olması gerekir. Peki işimizi sevgiyle ve aşk ile yapmak, galiba en doğrusu bu. İşimizi aşk ile yaparsak  işi sevmemenin yarattığı bütün negatif durumları ortadan kaldırır. İşini severek yapanların  yaptıkları şey iş değil, sevdikleri şeylerdir. Çünkü onlar için işin başlangıç ve bitiş zamanı yoktur, sevdikleri şey vardır. 

 ‘’Şimdi ne yapmalıyım?’’   

 Evet  şimdi bir işimiz var uzun süre emek harcamışız  Bilgi beceri anlamında üst seviyelerdeyiz. İş değiştirmek  için çok uygun bir zaman değil. 

İş ne zaman bitiyor?

Kaç dakika kaldı? gibi düşünceleri artık yaşamınızdan uzaklaştırınız bu soruları kafanızdan uzaklaştırdığınızda; Her defasında, gün sonu geldiğinde “Bugün ne kadar çabuk bitti ya!” demekten kendinizi alıkoyamazsınız. 

“Olsun, bitsin” kafasından çıkarak “Olacaksa en iyisi olsun” düşüncesini her zaman yaşatınız.

İşinizi severek yaparsanız  ne olur?

Sorumluluk almaktan korkmazsınız

İşi sevmemek sorumluluktan kaçmak demektir. Ama işini sevenlerde durum öyle değil! İşini severek yapanlar işini iş olarak görmediği için sorumluluk almaktan kesinlikle korkmazlar.

Hiçbir zaman yorgunluk hissetmezsiniz 

İşten eve geldikten sonra pestil gibi olmak yerine, başarmanın verdiği gururla  tatlı bir gülümseme ve huzur vardır. 

Kendinizi geliştirirsiniz

Sevdiği şeye önem verdiği için onu daha iyi bilmek, daha da geliştirmek ister. Bu yüzden işini  severek yapmak, kişisel gelişimin de fitilini ateşler. Kişi bu yüzden, her an her yerde kendini geliştirmek için çabalar. 

İşini severe yapmak yapmak sadece başarıyı beraberinde getirmez;

İşini severek  yapmak, pozitif olan tüm durumları beraberinde getirir. Çünkü kişi yorgunluk hissetmez, daha istekli bir şekilde çalışır, işini sevdiği için kendini daha fazla geliştirir, sorumluluk almaktan korkmaz, işin bitmesi için saat saymaz, vaktini verimli bir şekilde kullanır ve tüm bu durumlar doğrultusunda başarı tartışılmazdır. 

Özetleyecek olursak, başarı için işi sevmenizde yetmez işinizinde sizi sevmesi gerekir. Doğuştan gelen yatkınlığınızı keşfedip bu doğuştan gelen yatkınlığını merkeze koyanlar, ve bu işi sevenler daha az çabayla daha iyi sonuçlar alabilir. Tabi buradan şöyle ilginç bir tartışma çıkar: İsteksiz yetenek mi, yeteneksiz istek mi daha fazla başarılı olur? Hem istek ve  yetenek olursa sonuç dahada güzel olacaktır.