‘Bu neden sürekli benim başıma geliyor ? ‘ diyorsan, bir öğreti şöyle der:
‘Ders ;öğrenci öğrenene kadar devam eder.’
Bir felsefeden konuya giriş yapacak olursam, hayat boyu öğrenme kişinin isteğiyle devam eden bir süreç gibi görünse de ;mecburi bir yanının da olduğu kabul edilebilir bir gerçektir.
Hayat boyu öğrenme ,yaşamımız boyunca değişik yollarla farklı şekillerde bilgi ,beceri ve yeterlilik kazandığımız bir süreçtir.Öğrenme kavramının çerçevesi düşünüldüğünde de iki önemli bileşen karşımıza çıkar; Değişim ve süreklilik .
Öğrenme sonucunda değişim meydana gelir ve bu değişim süreklilik ister.Hayat döngüsü içinde hiçbirşey aynı kalmaz.Tıpkı gelişimsel süreçler gibi öğrenme de sürekliliğe ihtiyaç duyar. Yani öğrenme sürekliliği olan değişen ve dönüşen bir eylemdir.
Peki öğrenmenin sürekliliği insanoğlu için neden bu kadar önemlidir?
Çünkü insan diğer tüm canlılardan farklı olarak sürekli değişen bir habitat içindedir dünya üzerinde yaşayan diğer canlılar ile kıyaslandığında .
Tüm canlılar kendi yaşam ortamlarına uyumlu gelişimsel özellikler sergiler. Mesela sadece denizde yaşamaya uyumlu bir balık türü tatlı suda bile yaşamını devam ettiremez. Sadece belirli iklimde ya da sadece bir tek besin kaynağını ile yaşamını sürdüren canlıları düşünün.
İnsan öyle mi peki?
İnsan için yaşadığı ortam önemli mi?
Yoksa insan o her ortama her şartta uyum sağlama (adaptasyon) becerisine mi sahip ?
Peki bu beceri insan yaşamında neyi gerektirir?
HAYAT BOYU ÖĞRENME ..
O sebeptendir ki biz temelde insan fizyolojisine uyumlu öğrenme mekanizması nasıl işliyor bilirsek öğrenme sürecimizle ilgili kendimizi desteklememiz o kadar kolay olur.
Öğrenmede sürekliliğin gerekliliğini izah ettiğimize göre beden ve zihinde işleyen fizyolojik öğrenme sürecimize; piramidimize göz atabiliriz.
İlk olarak Williams&Shellenberger tarafından tasarlanan öğrenme piramidi, öğrenmenin aşamalı olduğunu ve bir insanın akademik öğrenme sürecinin ciddi bir veri tabanında oluştuğunu bize gösterir .Öğrenme pirmaidi, vücudumuzun içinde yaşadığımız dünyadan gelen girdileri organize etme şeklini gösterir.Ayrıca biz insanlara tüm duyularımızın ve becerilerimizin , öğrenme sürecimizin nasıl bağlantıda olduğuna dair basit bir açıklama sunar. Öğrenme piramidinde bir basamaktaki sorun diğer basamakları da etkiler . Bir basamaktaki gelişim diğer basamakları da destekler.
Yaşadığınız dünyadan gelen girdileri ve onlara oluşturacağınız yanıtların seçimi genelde sizdedir. Farkındalıkla ve özenle bir çalışma ister sadece kendinizleyapacağınız.Tabiki kontrolün kişinin kendinde olmadığı durumlar da vardır. Bu anlamda bazı uzmanlık alanları ile bu konuların özenli çalışmaları ayrıca gerekmektedir. İştebu yüzden öğrenme sürecinizle ilgili ilk farkındalıktan sonra bu piramitte yer alan konuları açmam gerekmekte.Belki sizler de akademik bir başarı talebiniz olduğu bir alan için , piramdinizde başka bir alanı destekleme ihtiyacı duyuyor olabilirsiniz.
Piramidin en tepesinde akademik öğrenme var görüyorsunuz. Basketbol ,futbol, voleybol,okçuluk,jimnastik vb spor dalları veya fen ,sosyal,edebiyat bilgisi ya da en basitinden günlük yaşamın nasıl bir süreğenliği olduğu ve davranışlarımız da dahil olmak üzere akademik öğrenmeyi etkilemekte veya desteklemekte.Bir sporcunun akademik başarısını davranışları etkileyebilmekte ya da algısal ya da duyusal motor gelişim basamaklarındaki parametreler desteklendiğinde gelişebilmekte. ”2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’da klasik yay bireysel finalinde İtalyan Mauro Nespoli’yi 6-4 yenerek altın madalya kazanan Mete Gazoz ; yüzme, basketbol, resim ve piyano ile ilgilenerek okçuluk ile ilgili becerilerini geliştirdi.” ifadesinin fizyolojimizde işleyen halini ifade etmeye çalıştım . Bundan sonraki konu hangi aktivitelerin zihin ve bedenlerimizi nasıl desteklediğinin fizyolojisini anlatmaktan oluşur.
Kendi öğrenme sürecimizi desteklerken nasıl bir sıralama izlememiz gerektiği, öğrenmenin neden hayat boyu devam etmesi gerektiği, akademik bir başarının tekrarla değil ; piramitteki alt komponentleri desteklemekle mümkün olduğuyla ilgili bir farkındalığımız olduysa ne mutlu bana . Merak ettiklerinizi sorabilirsiniz. Kendinizle keyifli çalışmalar ..
FİZYOTERAPİST İLKNUR KAVUKLUCA
Merhaba ben Fizyoterapist İlknur Kavukluca. 1988 yılı Çorum doğumluyum. Hayat öğrenimimin büyük bir kısmı Mersin ve İzmir’de geçti. İnsan beden ve zihin yapısına aşırı merakla 2012 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Meslek Yüksek Okulu’ndan mezun oldum. Mezuniyetim sonrası çalıştığım alanlar sebebiyle insanların bedenleriyle ilgili mücadele ettiği pek çok sürece bilgim ve klinik tecrübem ile rehberlik ettim. Aldığım tüm eğitimler , yaptığım tüm klinik uygulamalar çocuklarla birlikte yoga yaptığımda anlam kazandı . Beden ,zihin, öğrenme, dikkat , yeni keşifler tüm süreçler birlikte gelişip dönüşüyordu. Ve yetişkinler olarak da ayrıştığımız süreçlerimizi bütünlemeye ihtiyacımız vardı tıpkı çocukluktaki gibi . Bir fizyoterapist olarak yogayı anlamak ve uygulamak adına profesyonel bir kaynak ararken Nörogelişimsel Yoga ile tanışıp eğitmen olma fırsatını buldum. NGY yolculuğu bana çok kıymetli rehberler kazandırdı . Hatırlamaya en ihtiyaç duyduğum anda CESARET aldım, ve en çok ihtiyaç duyduğum dönüşüme SADELEŞMEYE fırsat buldum . Aynı vizyonla kendi kliniğim olan THERAOCTOPUS fizyoterapi ve klinik egzersiz merkezini kurdum .Sinir sistemini besleyen kaynaklarla , bedensel ve zihinsel süreçleri bütünleyen KLİNİK EGZERSİZ ve Nörogelişimsel Yoga çalışmaları yapmaktayım hem fizyoterapist hem de yoga eğitmeni olarak .
‘Her ne oluyorsa olması gerektiği şekliyle oluyordur ‘ Hoşça kalınız .