Zaman hızlandı. Olan bir şeye henüz bir çözüm bulunamamışken, yeni yollar açmaya çalışılırken gündem değişiyor ve içinde olduğumuz sorunla başbaşa kalıyoruz.
Bu durum hayatın her hangi bir alanındaki her hangi bir kişi için ne yazık ki böyle.
Deprem oldu, ülkenin büyük bir kısmı fiziki olarak, tamamı psikolojik olarak etkilenmişken her şey sanki hemen yoluna girmiş gibi ‘normalleşme’ ye gidildi; şu an hala hayvanlarıyla aynı çadırda yaşamaya mecbur olan insanlar varken! Bu insanlar ve sesini henüz hiç duyuramamış olanlar hayatlarından kendi iradeleriyle mi fedakarlık etti, yoksa feda mı edildiler?
Ya da her birimiz, her hangi bir durumla başetmeye, durumu yoluna koymaya çalışırken fedakarlık ettiğimiz şeyler, kendimizden eksilttiklerimiz olmuyor mu?
Üstelik fedakarlık edişimiz hiç görülmezken, hatta bambaşka şekilde yorumlanırken.
Buna kim izin verdi?
Hakkımızı kim koruyacak?
İki sorunun da cevabı aynı; kendimiz. Fedakarlık ettiğimizde bizden almalarına kendimiz izin verdik ve hakkımızı koruyacak olan yine kendimiziz.
Artık fark edelim, kendi kendimizin değerini bileceğiz ki, değerimiz bilinsin.
Eğitimci Yazar Birsen SEVİL DURSUN
@birsenfenbilimleri