Benim Gözümle Siirt

Bir egitimcinin gözüyle bakiyoruz
Bir egitimcinin gözüyle bakiyoruz

Büyülü yerler vardır hayatımızda benim de var hem büyülendiğim hem de özlediğim yerler

İşte onlardan bir tanesi de Siirt

İlk görev yerim ,ilk heyecanlarım , ilk örtmen oluşum ve sonra öğretmen oluşumJ

İlk kültürel kargaşam ve ilk kültürel saygım

Demem o ki Siirt bende özeldir ve bu sebepten on yıl sonra tüm o kilo metrelere rağmen koşa koşa ona gidişim ve kavuşmamda özel oldu

Siirt denilince aman ya orda ne var ki, o kadar saat gittin? diyenlere inat ne var ne yok dökeyim ortaya.

Siirt ili nüfusu: 331.070‘dirNüfusun büyük çoğunluğunu yerli AraplarKürtler ve Türkler oluşturmaktadır.   Batısında Anadolu, Güneyinde büyük Mezopotamya kültürlerinin olduğu Siirt, yaklaşık on iki bin yılı bulan geçmişiyle medeniyetler arasında bir köprü gibidir. Botan (Cizre) Emirliği’nin parlamasıyla doğu medeniyetinin önemli merkezlerinden biri haline gelen Siirt, İslam coğrafyasında bir ilim merkezi olarak medreseleriyle ün salmış ve birçok alim, edebiyatçı, coğrafyacı, gökbilimci, hekim ve yönetici yetiştirmiştir.

Aslında bu ve benzeri bilgiye ve sayfalarca tarihi detaya tüm kaynaklardan ulaşabiliriz ama ulaşamayacağımız benim gözümde Siirt nedir? Ona sadece bu yazımla ulaşabileceğiz

Önce ben siirte ilk gittiğimde daha bir köy havası sezerken bu gidişimde tamamen ben artık bir şehirim diye sesleniyordu

Her yer ve belkide herşey değişmişti ama değişmeyen ve beni benden alan en önemli şey dostluk ve samimiyet şükür ki hala duruyordu.

Bir yeri yada bir şeyi en çok ne sevdirir sana deseniz ilk söyliyeceğim samimiyet olur

Ve bu efsunluhis siirtte iliklerimize kadar işler

Bir esnafın baş göz üstüne sözünde yada bir yabancının lütfen gelin deyişinde

Yada bir dostun selamında bu hissi hisseder ve oh be iyi ki burdayım dersiniz

Bende on yıl sonra bunları gerek Büryancı Bahattin de, gerek Tillo belediyesinde gerekse dostlarımın o vefalı tavırlarında hissettim

Adım adım karış karış siirti yaşamak istediğimden ilk durağım eski okulum oldu

Koşa koşa oraya gittik okulum değişse de anılarım sabitti

O bahçenin dili olsa da  anlatsa, o dalgalanan bayrağın gölgesinde yaşanılan anıları ,o andır fırını dile gelse de anlatsa yarım ekmeğin paylaştıkça çoğalışını ,

Ben okulumu görünce baya bir süre kendime gelemesem de anıları ve güzellikleri orada bırakıp

Siirt delikli taşa doğru yola koyulduk

Diğer adı resul …. Olan delikli taş kireç taşlarının oyulması ile meydana gelmiş ve doğa harikası bir görüntüsü var botan çayına karşı kahvenizi yudumlarken o manzaranın tadına doyamazsınız

İnsanlar piknik için de buraya gelmişler ve güzel vakit geçirirken manzaranın tadını çıkarıyorlar

İki gün siirtte çok özel bir yere gittik tillo kalesi ve evliyalar mekanı tilloya gittik

O manevi havayı girişinde bile hissedbilirsiniz ve gezerkende bunu iliklerinize kadar yaşarsınız

Tillo, Doğu Anadolu’daki din eğitiminde önemli yeri olan medrese kültürünün önemli merkezlerinden birisiydi. Doğu illerinde ve Tillo’da doğmuş pek çok İslâm âlimi bu medreselerde yetişmiştir. Bunlardan bazıları; Şeyh MansurŞeyh Mücahidİsmail Fakirullah ve Erzurumlu İbrahim Hakkı‘dır

Hatta burda güneş olayı olarak bilinen bir olay vardır

Erzurumlu İbrahim hakkı hz benim hocama vurmayan güneşi neyleyim demiş ve ozamanın şartlarında akıl almz bir hesapla hocasının kabrine yılın ekinoks tarihlerinde güneşin vurmasına sağlamıştır

Aslında beni etkiliyen bu matematiksel hesaplardan ziyade ahde vefa oldu ve orda bazı mezarların ayak altında olduğunu gördüm bunun sebebide egonun kibirin olmayışı yani diğer mezarlara giderken bizim üstümüzden geçsinler ki ne kadar fani olduğumuz görülsün demişler

Bunlar beni o kadar etkiledi ki günümzde insanların makam mevki için yaptıkları yada eğitimcilere değil saygı yapılan haksızlıklar bunların hepsi bir bir gözümün önüne gelirken burda ki saygı ve vefa bende hayranlık uyandırdı

Ordan seyir erasa geçtik ve orda limak barajını seyre daldık

Harika bir mekanda kır kahvesinde kahve yudumlarken orda ki gençlerin bağlama sesinde kaybolduk

Güneydoğuda bir kural vardır misafirseniz eğer hep baş göz üstünedir yani hep kıymetli hep özenle karşılanırsınız

Bizde her gittiğimiz yerde bunu yaşadık

Üçüncü gün güne efsane bir yemekle başladık Büryan yemeğin adı Türkçeye “pişirilmeden önce kızartılmış” anlamanına gelen Farsça’da biryani sözcüğünden girmiştir. o görsel şölen kaç yıla bir nasip olur diye her anının tadını çıkardım

Büryanı ustasından dinledik o etin 16 saat dinlendirilmesi o büryan kuyuları hepsini tek tek inceledim

Büryan, kuzunun bütününün (organları alınmış şekilde) yaklaşık 2-3 metre derinliğinde çamur ile kapağı kapatılmış bir kuyuda odun ateşi ile pişirilmesi ile olur.

Kızgın kuyularda pişirilen “Büryan” genelde yazın tüketilen bir et yemeğidir. Et çengellerle önceden kızdırılan yeraltı kuyularına sarkıtılır ve kuyunun ağzı kapatılır. Kuyudan alınan pişmiş etler askılarda satışa sunulur. Kemikli ve kemiksiz çeşitleriyle servis edilir. Ayrıca kuzunun yağlı, yağsız veya orta yağlı kısımlarından da tercih edilebilir.

Siirt büryanı ve bitlis büryanıfarklılık gösterirmiş artık biir gün de bitlis büryanı deneriz umarımJ

Büryanı yedik, at çiftliğine gittik, hayvanlar ve at binmek en büyük zevkimiz, orda da bu hoş ortamı bulmak bizi sevindirdi ,birde genelde Güneydoğuda hemen hemen her evde yanan nargileyi deneyip içli köfteyi de akşam yemeğinde tüketince offf

İçli köfte demişken her yerin içli köftesi farklıdır

Burda genelde haşlama usulü yaparlar adıda …..

Tadı da ımmm nasıl anlatsam ki valla canım çekti J

Birde Siirt fıstığı var ki onu es geçemezdim valla bazıları bana kızsa da ben Siirt fıstığını tek geçerim ya

Tadı bana daha çok hitap ediyor ve ağzını dolduran o kocaman taneler beni mest ediyor

Ee bukadar yeme bu kadar içme bu kadar hürmet siirti benim gözümde cazip yapan ayrıntılar

Ne dersiniz yolunuz siirte düşerse bu anlattıklarımı yaşarsanız bana bi selam gönderiverin