Yaşadığımız sürece hep birilerinin bir şeyi oluyoruz. Birilerinin çocuğu, eşi, sevgilisi, öğretmeni, öğrencisi, çalışanı, patronu ve daha birçok şey. Hepsinden daha güzeli ise bir canın annesi olmakmış. Bunu anne olunca anladım ve ben bu hayatta en çok anne olmayı sevdim. Eksik yanlarım tamamlandı.
Anne olunca en çok kıymet bilmeyi öğrendim. Uykusuz gecelerde uykumun kıymetini, hızlıca yemek yerken bir zamanlar rahat rahat yediğim yemeklerin kıymetini, buz gibi kahve içerken içtiğim sıcak kahvenin kıymetini ama en çok da aldığım nefesin kıymetini. Ya bir gün bana bir şey olursa oğlum bensiz ne yapar diye düşünürken aldığım her nefes bana daha da anlamlı geldi.
Bu sene bayramı ve birçok güzel günü buruk geçirdik. Anneler gününde de içimiz buruk olacak. Annesini kaybetmiş birçok çocuk, çocuğunu kaybetmiş birçok anne var. Hepsinin acısı o kadar taze ki ve bugün o kadar anlamlı bir gün ki insan aslında kutlamaya bile utanıyor. Bu anneler gününde annesini kaybetmiş bütün çocukları anne yüreğimle kucaklıyorum ve evladını kaybeden bütün annelerin yaşı kaç olursa olsun ellerinden öpüyorum. İçinde annelik merhameti olan, çocuğu olsun olmasın gördüğü her çocuğa kucak açan, sarıp sarmalayan, anne olmak umudu ile bekleyen bütün kadınların anneler gününü en içten dileklerimle kutluyorum.
Ve müsaadenizle bu yazımı 19 yaşında hayatını kaybeden manevi kardeşim Berkay ve kendi çocukları kadar bana da annelik yapmış olan annesi, manevi annem Emine teyzeme ithaf etmek istiyorum. Anneler günün kutlu olsun poğaça kokulum ellerinden öpüyorum…
Eğitimci Yazar
Sevil KARAHAN