Haydi gözlerinizi kapatın ve farklılıkların kabul gördüğü, anlayışın hayatın her alanında öne çıktığı bir dünya düşleyin. 3 Aralık’ta kutlanan Dünya Engelliler Günü, tam da böyle bir dünyanın kapılarını aralamak için var olan bir fırsattır.
Bu özel gün, engelli bireylerin sadece güçlü değil, aynı zamanda eşsiz yeteneklere sahip olduğunu hatırlatır. Her engel aslında biraz fırsattır ve Dünya Engelliler günü, bu fırsatları keşfetmek ve ortak bir geleceği paylaşmak için bir davet niteliği taşır. Peki biz insanlar olarak bu fırsatları onlara sağlayabiliyor muyuz? Mesela engelli rampalarının önüne araba park ederek onların hayata karışma fırsatını ellerinden almış olmuyor muyuz? Engelli otoparklarına araba park ederek onlara ayrılan alanları gasp ederek onların varlığını inkar etmiş olmuyor muyuz? Görme engelliler için yapılan özel yollarda salına salına yürürken bu yola ihtiyacı olanların yaşam alanlarını ellerinden almış olmuyor muyuz? Demem o ki kendileri bütün engelleri aşabilirken biz insanoğlu neden onların önünde en büyük engeliz. Fiziki alanları geçtim, bakışlarımız, abartılı davranışlarımız, kullandığımız yanlış ifadeler bunların hepsi aslında koca bir engel teşkil etmektir.
Belki de engelsiz bir yaşamın ayrıcalığına sahip olan insanlar, bu özel günde engellerle dolu bir gün yaşamak için kendi hayatlarını düşünmeye davet edilebilirler. Bir gün için tekerlekli sandalye kullanmak, görme engelli birinin gözünden dünyayı görmek veya işitme engelli birinin dünyasına adım atmak, empati kurmanın güçlü bir yoludur.
Dünya Engelliler Günü, sadece bir gün değil aynı zamanda her gün farkındalık ve anlayışın geliştiği bir başlangıcı simgelemelidir. Toplumumuz engelli bireylerle iş birliği yaparak, onların yeteneklerini kutlayarak ve onları destekleyerek daha güçlü ve kucaklayıcı bir hal alabilir. Dünya Engelliler günü sadece bir hatırlatma değil aynı zamanda bir dönüşüm çağrısı olmalıdır. Unutmayın ki inanılmaz bir dünya kurmak hepimizin elinde.
Eğitimci Yazar
Sevil Karahan
